İŞSİZ DÜNYALAR

İşsizlik şüphesiz bireyi ve toplumu olumsuz yönde etkileyen iki uçlu bir seyirdedir. Hem bireyi birçok psikolojik ve fiziksel yönden etkileyen hem de bireyler üzerinden toplum sağlığına da darbeler vuran özelliği vardır. Çok hızlı giriş yaptık mevzuya belki fakat konu işsizlik olunca, iş kaybı olunca zaten her şey de yine birdenbire ve kontrol edemeyeceğimiz bir hızla gelişmiyor mu? İşimizi kaybettiğimiz vakit sağlık kayıpları, sosyal kayıplar birbirini izleyerek üzerimize yığılmıyorlar mı? Çok insanın yaşadığı bir olgu olmakla birlikte ben genel olarak yaşanan semptom ve yaşantılara değinmek istiyorum özellikle ki herkes kendinden bir şeyler bulabilecektir böylece. Hızımızı biraz yavaşlatıp önce işsizliğin tanımıyla başlayalım isterseniz, bilmeyen yoktur ne olduğunu tabi fakat tanımlar bizi araştırma sonuçlarına götüreceği için biraz kurallı gitmek çerçeveyi sınırlı tutabilmemiz açısından iyi olacaktır.

İşsizlik genel olarak, kişinin çalışmak istemesine ve standart  ücreti kabul etmesine rağmen iş sahibi olamama durumu olarak tanımlanabilir. Ülkemize baktığımızda %9 oranında işsiz bulunmaktadır. Hafife alınacak bir rakam değil muhakkak. Bu denli yoğun bir nüfusun toplumun gidişatını ne yönde etkileyeceğine değinmeden birey üzerindeki etkilerine temas edeceğim. Bir işe sahip olup aniden işini kaybetme durumu kişide şaşkınlık, şok duyguları yaratabileceği gibi sonrasında da yerini çeşitli duygusal problemlere bırakır. Bu duygusal problemlerin başında depresyon gelmektedir. Kişi önce kaybından dolayı birçok yönden strese maruz kalır. O zamana kadar sürdürdüğü maddi standardını koruyamaz hale gelebilir. Özellikle çevresinden maddi olarak destek göremeyen kişilerde bu süreç hızlı bir seyir gösterir. Sadece maddi değil duygusal ve ruhsal olarak da stres altındadır birey. Bu stres uzun sürer ve işin içine çaresizlik, umutsuzluk ve yoğun kaygı problemleri girerse depresif ruh hali de bununla orantılı olarak artış gösterecektir. Ekonomik güvencenin bozulması, ailenin geçimine katkıda bulunamamak veya sosyal açıdan dışlanmış hissetmek uzun vadede kişinin tek başına aşabileceği bir durum olmamakla birlikte artık duygusal birçok belirti de göstermiş kişi için bir kısır döngü oluşmuştur hayatında. Çünkü işini kaybettiği için maddi kayıp yaşamış, sonrasında duygusal olarak çökmüş birisinin, dolaylı olarak kayıplarının yol açtığı özsaygı ve özgüven yitimiyle birlikte artık iş arama, işe başvurma yetilerinde de zayıflama olmuş olabilir. Ayrıca birçok fiziksel belirti de işsizlik psikolojimizin sonucudur diyebiliriz. Uykusuzluk, baş ağrıları, mide ve hazımsızlık problemleri gibi. Birçoğumuzda da bastırılmış öfkemizde zaman zaman patlamalar görülebilir. Tüm süreç birbirinin tetikleyicisidir. Bu kısır döngü sizi de yolunuzdan almışsa, yaşamdan tat almayıp vazgeçer bir hale gelmişseniz çok geç olmadan silkelenip toparlanma zamanı. Bu semptomların sizi yaşamınızdan soğutmasına izin vermeyin ve içinde bulunduğunuz durumdan çıkabilmek adına neler yapabileceğinizi araştırmaya başlamak ilk işiniz olsun. Belki çevrenizde benzer durumu yaşamış ve üstesinden gelmiş kişilerden de görüş alabilirsiniz ilk etapta.

Derin bir nefes alın ve yaşadığınızın farkına varın. Hala vakit varken harekete geçin. Duygusal belirtilerinizin işsiz kalma durumunuzdan ötürü kısır bir döngüye dönüştüğünü fakat ömür boyu bu duyguyu yaşamayacağınızı, kişiliğinizin bir parçası olmadığını sesli bir şekilde kendinize hatırlatın. Çevrenizde sizi tanıyan kişilere iş arayışınızla ilgili kendi çevrelerini soruşturmalarını isteyin. Bu süreçte pozitif bir tavır takınmak ve inanarak hareket etmek önemli olacaktır. Sonrasında özel iş istihdam kurumlarına ve öncelikle de oturduğunuz bölgeye bağlı İş Kurumuna başvuru yaparak iş arama çeperinizi genişletin. Ayrıca bu süreçte ileride neler yapacağınız ve kariyerinizi planlama noktasında da yardım alabilirsiniz istihdam kurumlarından. Böylelikle bilgi edindikçe kendimizi ve becerilerimizi tanımamız, kendimizi tanıdıkça da iş bulma ihtimalimiz yükselecektir.

Sizi zor bir süreç bekliyor. Fakat içinde bulunduğunuz durumdan daha zor değil emin olun ve harekete geçin. Güvenle..

Özlem Akkel